Roni Margules, Taraftaki yazısında biraz neden evet dediğimizi, biraz da hayırcıları politika yapmak yerine akp karşıtlığını, şimdi de yine politika yapmak yerine en ufak olumsuzluk olarak yetmez ama evet diyenleri hedef göstermeleri üzerine güzel bir yazı yazmış. İşte o yazı:
Listeyi tekrar edeyim:
“Kürt Açılımı AKP’nin oy kaybetme kaygısıyla unutuldu. Alevi Açılımı, cemevlerinin ibadet yerleri olarak kabulünü ve Alevi çocukların din dersinden muafiyetini bile gerçekleştiremedi. ‘Roman Açılımı’.. e...n eski yerleşim birimleri olan Sulukule’den kovulmalarıyla sonuçlandı. ‘Gayrimüslimlere Açılım’ Ermenilerin kimi patrik seçeceklerine iktidarın karar vermesiyle noktalandı. Ruhban Okulu hâlâ kapalı. Ortodoks Patriği’nin ‘ekümenik’ sıfatı kullanıp kullanamayacağına biz Sünni Müslümanlar karar veriyoruz. YÖK, yüzde 10 barajı, 301, yerinde duruyor. Öğrencilerimiz ‘ileri demokrasi’den nasibini alıyor.. sosyal refah devleti, parti ve cemaatler kanalıyla fakir fukaraya yardım şekline dönüştü.”
Bu özlü ve hatasız listeyi, Radikal’de yazdığı günlerde Binnaz Toprak kaleme almıştı.
Benzer listeleri herkes yapabilir. Ve yapıyor.
Üstelik yapanlar sadece solda duranlar değil. AKP’nin kendi tabanında da böyle listeler yapanlar var. Müslüman cenahta da.
Listeyi hemen uzatalım.
Örneğin, Diyarbakır’da tüm anlamsızlığıyla devam eden KCK davası. Davanın her günü ve hâkimlerin ettiği her laf, Kürt halkına birer hakaret. Hükümet, “Ben yargıya karışmam, n’apayım” diyebilir mi? Hayır, diyemez.
Örneğin, Torba Yasa Tasarısı’na karşı Ankara’da gösteri yapanlara biber gazlı, tazyikli sulu polis saldırısı. Hükümet, “Polisin giderek vahşileşmesi beni ilgilendirmez” diyebilir mi? Diyemez.
Örneğin, Başbakan’ın ansızın sanat eleştirmeni kesilmesi. Evet, heykel bence de çirkin ve herkes gibi Başbakan’ın da görüş belirtme hakkı var elbet, ama “Yıkın lan!” deme hakkı nereden çıkıyor?
Bu liste ve çok daha uzunları tümüyle doğru.
Listede sorun yok.
Sorun, bu listeden yola çıkarak, “Ya gördünüz mü, bakın şimdi ne oldu!” diyenlerde.
“Referandumda ‘Yetmez ama Evet’ dediniz, görüyor musunuz şimdi!” diyenlerde.
Yahu, ne olmasını bekliyordunuz ki?
Ne olacaktı ki?
AKP birden bire sosyalist bir partiye mi dönüşecekti? Kendi geleneğini, kendi inançlarını, kendi niteliğini mi değiştirecekti?
“Şimdi ne oldu!” diyenler, belli ki, AKP’nin müthiş adımlar atmasını, müthiş reformlar yapmasını bekliyordu. Yapmayınca da, “AKP su kaçırıyor” diye düşünüyorlar.
Bizim AKP’den hiçbir beklentimiz yoktu, şimdi de yok.
AKP su filan kaçırmıyor. Normal davranıyor.
Muhafazakâr, neo-liberal bir partiden, sırtını bir yandan büyük sermayeye, bir yandan da Orta Anadolu’nun muhafazakâr ve dindar oy tabanına dayamış bir partiden ne beklenirse tam da onu yapıyor.
Peki, o zaman niye referandumda “evet” oyu kullandık?
Referandumda AKP değil, 12 Eylül Anayasası oylanıyordu. Birincisi bu.
İkincisi, Anayasa’yı ilk kez halkın kendi oylarıyla delmesi, değiştirmesi önemliydi.
Üçüncüsü, değişim isteyen yüzde 58 ile birlikte duranlar, daha sonra AKP’den hesap sorma hakkını kazanacaktı ve kazandı.
Biz 13 eylülde Evren hakkında suç duyurusunda bulunduk. Şimdi de duyuruyu duymayan savcıların peşindeyiz (http://kekikihbarhatti.blogspot.com/).
Referandumda “hayır” oyu verip sonra suç duyurusunda bulunanlar da oldu. İyi ettiler, ama davranışlarının tutarsızlığını fark etmiş midirler acaba? Başka herkes fark etti çünkü.
Biz KCK davasının her duruşmasına gidiyoruz. Kürtçenin “bilinmeyen bir dil” değil, yüzyıllardır kullanılan kadim bir dil olduğunu göstermek için, Mahkeme Heyeti’ni İstanbul’a Kürtçe kursuna davet ettik! Bugün saat 14:00’te İnsan Hakları Derneği’nde bir basın açıklamasıyla kursu başlatacağız (www.ozgurlukistiyoruz.org). Heyetin başka işi olabilir, gelemeyebilir, ama kursumuz ücretsiz olup en nitelikli öğretim üyeleri tarafından verilecektir. Benden söylemesi.
Biz bunları yaparken, “Referandumda ‘Yetmez ama Evet’ diyen AKP yalakaları herşeyin suçlusudur” diye çırpınanlar ne yapıyor?
“‘Yetmez ama Evet’ diye diye Hrant’ı öldürdüler” diyecek kadar kafayı yemiş olanlar ne yapıyor?
AKP tam da kendi niteliğine uygun bir şekilde davranmaya devam ederken, “Yetmez ama Evet” diyenlerin önünde müthiş bir fırsat var.
“Yetmez ama Evet” diyen ve geleneksel ‘sol’ çevrelerin kat kat ötesine geçen herkesle birlikte örgütlenmek, seçimler yaklaşırken “yetmez” dediğimiz her konuda AKP’ye karşı ciddi bir muhalefet yaratmak fırsatı.
“Hayır”cılar bizimle uğraşadursun. Biz işimize bakıyoruz.
http://www.taraf.com.tr/roni-margulies/makale-torba-yasanin-icinden-cikanlar.htm