Eskiden programcı denildiğinde (geek kavramı ile özdeşleşen) bilgisayar başından kalkmayan, siyah beyaz ekranda sürekli bişeyler yapan birisi düşünülürdü. O bişeyler bilgisayara hükmetmek anlamında, ya oyun yazmak, ya bir yerlerden veri çalmak, iş programları yazmak gibi alanları kapsardı. Yani sorsanız ne iş yaptığını anlamazdınız, siz de o işi yapmıyorsanız.
Şimdi programcılık, sistem programcılığı gibi özel bir alan dışında sosyal medyayı kapsıyor.
Yazılan programlar, sosyal olmak zorunda. Dolayısiyle programı yazanlar kendiliğinden sosyal. Mark Zukerberg'i tanımayan yoktur muhabbeti yapacağım. Yada çok kullandığınız fizy'in programcısı ile tanıştığınızı düşünün. Gününüzün çoğunu birlikte geçirdiğiniz bir aracın yaratıcısı.
4 yıl önce birisi ile tanışmıştım, tanıştıran, fotograf.web.tr'nin programcısı şeklinde tanıtmıştı. Ünlü olmak ne demek hissetmiştim.
Şimdi işler de buna yöneliyor: sosyal olmayan programcılar, istemeden sosyal medyada önemli roller veriliyor. Güzel teknik bir çelişki.