Keşke anneler ve doktorlar ölmese, kabakulak mı oldum?

 Gecenin 11'inde acile gittik. Kulağım acıyor, 1 hafta önce başladı yavaş yavaş arttı, 3 gün önce o kadar arttı ki, çenemi kapatamıyorum, hareket edemiyorum iptal oldum, fakat sabahına geçti, kabakulak oldum derken rahatladım değilmişim, ama şimdi gene arttı ve duramamak bir kenara, önümüz bayram ve sonra gitsem doktora kesin kızacak eğer ağrısaydı duramaz bişey yapardın. 

Doktora gittik, kulak kötü yamuk duruyorum, dediler 8 kişi var en az yarım saat beklersiniz, bekleriz tabi, ben yamuk geldim, millet belki yarım geliyor.

Sonunda çağırıldım, girerken 2 gün önce öldürülen kalp doktoru için yapılan eylemin afişini gördüm. 

Doktor hızlıca başladı, dedim böle böle, kabakulak şüphemi duyunca bir uzaklaştı ama dedim bilmiyorum kulağım ağrıyor :) ne bilem kabakulağı doktor muyum ben. 

İçine baktı ne gördü bilmiyorum ama kulağım yaklaşık bir haftadır hasta olabilir, yani temiz hijyenik değildir sanırım, sanırım referans için diğerine de baktı bi. Dedi gel benimle, bilgde bişyler yazdı, dalga geçer gibi kullan bunları dedi gönderdi.

Geçer elbet de, ben ne yapmam lazım, yatarken kulağımın üstüne mi yatayım sırt üstü mü? Çok acırsa patlar mı yoksa yavaş yavaş sönümlenecek mi? İlacın hepsini mi belirtiler geçene kadar alacağım? Acı geçecek mi? Geçmezse ne yapmam lazım? Banyo yapabilir miyim? Denizde kaç metre dalabilirim? Uçağa binebilir miyim yoksa yaylaya çıkmak bile sakıncalı mı?

Zerre umrunda değildim, geldim, yazdı,  gönderdi. Tek bir soru bile soramadım.

Annem  anjiyo olduktan sonra 1 ay boyunca sürekli doktorlara acısı olduğunu anlatmaya çalıştı, çırpındı, sonunda haccettepe hastanesinde doktor muayenesinde kalp krizi geçirdi. Kalp polikliniğinde acısını dinleyen doktor, senin anjiyo olman lazım demişti, evet oldum diyince de nasıl terslemişti. 

Doktorun öldürülmesi bir değil, 2 değil, sürekli oluyor, doktorlar normal insanlara sürekli sızlanan asalaklar gibi bakıyor, bilmem hastane kötü değildi, ama 2 tane daha soru sorabilsem, yani sabah 7de uyandım, acı içindeyim, normal mi? Yoksa acıyor diye gitmediğim için patlayacak ve sağır mı kalacağım? Gerçi merhume annem gitmişti de noldu.



Tarla Kusuydu Juliet

 

150 dakikalik bi oyun. 

Eğer Juliet ve Romeo Shekspeare ın oyununda ölmeselerdi 30 yıl sonra nasıl olurlardı ( bence 17 fln).




Çok klişeleşmiş 90 ların evlilik kafası ile cevap aramış Ephraim Kishon ( gerçi 72 de yazmış ama). 150 dakika arada çok yavaşladığı yerler oluyor
yada misal iki tane yaşlı ile konuşmada klasik duymama/duyma geyiği dönüyor,
tekrarlama, onu dedim mi, tekrarlama, ha tekrarlama mı diyorum evet evet tekrarlama çok gereksiz oluyor.

Oyunu kurtaran bence Engin Alkan (Romeo & Rahip) ve Sevinç Erbulak (Juliet & Dadı) performansları. 

Eski yazılanlardan okuduğum kadarı ile 10 yıl önce de aynı şekilde başlıyormuş, salona 10dk bile erken girseniz mutfakta hamur acan makarna haşlayan Romeo ve julıeti görüyorsunuz, romeo damatlık gömleği ve göbeği ile juliet kızmız da gelinliği ile kavga etmeye birbirlerine laf sokmaya başlıyorlar. 

Fikrim olmadığından Julietin juliet diğerinin de romeo olduğunu anlamam zaman aldı. Bir de buz dolabından Şeko çıkınca (Sheaskpeare) tmm oldu. Amcayı kavgaları yüzünden ters döndürmişler. O da kalkıp geliyor. Şekspeare (Fatih Al ) dışında bir de kızları Mert Şişmanlar (Lukretia) oynuyor.

Müzikleri muhteşem, hepsi türlü türlü enstuman çalıyor, davul, bas, gitar, yan fülüt, piano. 

Bence Absürtlüğün verdiği rehavetle çok cıvıttılar, oyunu kurtaran da bu oldu.